Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), üretim, ihracat ve pazar verilerini açıklamak için İstanbul’da basın toplantısı düzenledi. OSD’nin açıkladığı rakamlara göre, bu yılın ilk 9 ayında toplam otomotiv üretimi yüzde 4 artarak 962 bin 18, otomobil üretimi ise 571 bin 6 adet olarak gerçekleşti. Hafif ticari araç üretimi de yüzde 12 oranında artış gösterdi. Otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 2 artarak 687 bin 966 adet olurken, ekonomiye katkısı 22,6 milyar dolar oldu. Pazar toplam satışlar da 549 bin 630 adet düzeyinde gerçekleşti.
Otomotiv sanayi korunup kollanmalı
Toplantıda soruları cevaplayan ve otomotiv sektörünü değerlendiren OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Avrupa ülkeleri enerji krizinin eşiğinde ve üretim ile satış adetlerinde kötüleşme var. Benzer bir enerji krizi ülkemizde yok ama en önemli ihracat pazarımız Avrupa. Ki otomotiv sanayinin bu yılın 9 aylık toplam ihracatına baktığımızda, 22 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştirdi. Bu nedenle Türkiye’nin otomotiv sanayi muhakkak korunması kollanması gereken bir sanayi koludur” açıklamasını yaptı.
İç pazarı desteklemeliyiz
Türkiye’nin yüzde 45’ini şu an yerli otomotiv sanayimizin karşıladığını söyleyen OSD Başkanı Eroldu, “Bu oranlar Türkiye otomotiv sanayinin ne kadar Türkiye pazarına yönelik doğru ürünler ürettiğinin bir göstergesi. Dolayısıyla özellikle 2023’te ihracatın düşme ihtimaline karşı yerli ve milli üretimi desteklemeliyiz. Bu konuda beklenti ÖTV matrah düzenlenmesi olsa da, en önemli mevzu ‘Finansmana Erişim’ ve ‘Mali Politikalar’ın iyileştirilmesinden geçiyor” diye konuştu.
‘Kurumsalların otomotive ihtiyacı var’
“Tabi hükümet her konuda Türkiye’de üretim yapan firmaları desteklemeye çalışıyor” diyen Eroldu şöyle konuştu: “Kurumsal müşterilerin otomobile ihtiyacı var şu anda ama finansmana erişimden dolayı alamıyorlar. Yani iç pazarın kuvvetlendirilmesi özellikle 2023 yılında o açıdan bizim için çok önemli olacak. Muhakkak bizim için finansmana erişimin bir şekilde hallolmalı. Yani buradaki otomotivin bir yatırım malı gibi, makine gibi kabul görmesi lazım ve bu bağlamda desteklenmesi lazım.”
Eroldu “Tedarik zincirinde bir yer değiştirme durumu var. Şimdi Uzak Doğu üretim merkezlerinden Türkiye’ye yönelik bir hareket var. Bunu aslında gözlemliyoruz. Geçen gün ben İtalya Ticaret Odası’yla konuşuyordum. Mesela Türkiye’ye gelen, gelmek isteyen İtalyan firması sayısında artış var son zamanlarda. Çünkü Uzak Doğu’da yaptırdıkları üretimleri Türkiye’ye taşımak istiyorlar. Şimdi dolayısıyla öyle bir boyutu var. Yani Türkiye’nin o açıdan yatırım çekmeye çok uygun bir konjonktürü var. Fakat Türkiye’nin zorluğu da şurada; şimdi CDS’lerin bu kadar yüksek olduğu bir yerde de yurt dışı borçlanma maliyetleri çok fazla. Bence yatırımın önündeki en önemli engellerden biri, Türkiye’nin borçlanması. Finansal maliyetlerin çok artmış olması. Bugün gidip çift dijitli döviz bazında borçlanmak her sektörün yapabileceği bir şey değil. Genelde büyük resme baktığımız zaman burada bence çok ciddi bir pazar var. Kimse bu pazarı bırakmaz, bırakmak istemez. Ama yatırımların bence ertelenmesinde, gecikmesinde yine finansman konusu ön plana çıkacak diye düşünüyorum.
KUTU KUTU KUTU KUTU
Türkiye Avrupa’dan pozitif ayrışıyor
‘Enerji krizinden ötürü Avrupa’da resesyon beklenti var. Türkiye’de durum nedir?’ sorusu hatırlatılan Eroldu, “Baktığımız zaman enerjide bir darboğaz beklentimiz yok. O veya bu sebepten dolayı Türkiye bunu iyi yönetiyor. Yani diğer taraftan da düşük faiz politikası aslında talebi tetikliyor. Bugün biz faizleri enflasyon seviyesine çıkarsak gayrimenkul yatırım amacından çıkar. Bu sefer iç talepte büyük bir daralma olur. Yani o açılardan baktığınız zaman Türkiye’de bir pozitif ayrışım var” şeklinde konuştu.