Stellantis’in üst düzey yöneticilerinin Opel’in Rüsselsheim tesislerine yaptığı ziyaret, şirketin markaya olan bağlılığını ve elektrikli geleceğe yönelik yatırımlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle John Elkann ve Xavier Chéreau gibi önemli isimlerin katılımıyla gerçekleşen bu ziyaret, Opel’in Stellantis ailesindeki yerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Stellantis’in grEEn-campus projesi gibi çevre dostu girişimlere odaklanması, şirketin sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bu proje, sadece Rüsselsheim tesislerinin değil, aynı zamanda tüm sektörün çevresel etkilerini azaltmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, IG Metall gibi önemli bir sendika ile yapılan iş birliği, çalışanların haklarının korunması ve iş barışının sağlanması açısından büyük önem taşıyor.
Elektrikli araçlara yönelik güçlü bir itiş
Opel’in elektrikli araçlar konusunda öncü bir rol üstlenmesi ve tüm modellerinde elektrikli seçenek sunan ilk Alman üretici olması, Stellantis’in elektrikli geleceğe yönelik yatırımlarının ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Opel Astra, Peugeot E-3008, Citroën ë-C3 ve Fiat 500e gibi başarılı modellerle pazar payını artırmayı hedefleyen şirket, bu sayede hem çevreye duyarlı bir imaj oluşturuyor hem de elektrikli araç pazarındaki rekabette öne çıkıyor.
Stellantis’in Almanya pazarında elde ettiği başarı, şirketin bu ülkeye verdiği önemi bir kez daha ortaya koyuyor. Hem binek araç hem de hafif ticari araç pazarında elde edilen üst sıralar, Stellantis’in Almanya’daki pazar payını artırma hedefinde olduğunu gösteriyor.
Stellantis’in Opel’e yaptığı yatırım ve elektrikli geleceğe yönelik vizyonu, otomotiv sektöründe yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Sürdürülebilirlik, iş birliği ve inovasyon gibi kavramların ön plana çıktığı bu dönemde, Stellantis ve Opel gibi güçlü oyuncuların sektöre yön vereceği öngörülüyor.
Opel ve Almanya’nın Stellantis için gerçekten çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Stellantis Yönetim Kurulu Başkanı John Elkann, “Yoğun bir endüstriyel dönüşüm yaşadığımız bugünlerde, Stellantis’in Almanya’daki operasyonlarına ve başta IG Metall olmak üzere önemli paydaşlarımız ve iş ortaklarımızla kaliteli diyaloglar geliştirmeye olan taahhüdümüzü yinelemek için Rüsselheim tesislerini ziyaret etmekten ötürü çok mutluyum. Bu iş birliği yaklaşımı, Almanya’daki herkese sürdürülebilirlik fırsatları getirmeye devam edecektir. Bunun ilk örneği ise Rüsselheim’da bulunan grEEn-campus projesinin inşasıdır” dedi. Ziyarette görüşlerini aktaran Opel Denetleme Kurulu Başkanı Xavier Chéreau, “Almanya’da bulunan fabrikalarımızın verimli ve son teknoloji üretim tesislerine dönüşme hızı gerçekten etkileyici. Elbette üretimde ve müşteri hizmetlerinde rekabet gücümüzü ve kalitemizi sürekli artırmalıyız. Yapıcı ve güvenilir iş birliği için IG Metall ve çalışma konseyimize teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu.
“Geleceğe güvenle bakıyoruz”
Opel CEO’su ve Stellantis Almanya Genel Müdürü Florian Huettl ise, şu değerlendirmeyi yaptı: “Otomotiv üretiminde 125 yıllık geleneği yansıtan Rüsselheim aynı zamanda inovasyon ve ilerlemeyi de temsil ediyor. Geleceğe güvenle bakıyoruz. Otomotiv sektörünün dönüşümünde öncü rol oynamaya ve heyecan verici modellerimizle müşterilerimizi şaşırtmaya devam edeceğiz. Opel olarak, istisnasız her modelde elektrikli seçeneğini sunan ilk Alman üreticiyiz. Çalışanlarımız ve tüm iş ortaklarımızla, stratejimizi inanarak ve odaklanarak uygulamaya devam ediyoruz. Geniş Stellantis marka portföyümüzle güçlü bir pazar konumuna sahibiz; Almanya pazarında toplamda ikinci, Almanya hafif ticari araç pazarında ise birinci sıradayız. Şirket içinde ve dışında iş birlikçi ortaklıklara odaklanarak tüm organizasyonu birlikte daha da geliştireceğiz. Almanya’da Stellantis için çalışan tek ekibiz. Opel Astra, Peugeot E-3008, Citroën ë-C3 ve Fiat 500e gibi başarılı markalar ve modelleri sunan güçlü bir bayi ağına sahibiz.”
