TAYSAD tarafından online olarak düzenlenen basın toplantısında konuşan TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, COVID 19 virüsünden en çok etkilenen sektörlerden biri otomotiv sanayisi olduğunu belirtti. Kanca sözlerini şöyle sürdürdü “Bugüne kadar ihracatımızın gücüyle, büyüklüğüyle övünüyorduk. Krizlerde ihracat bizi ayakta tutan bir unsurdu. Bu sefer tersi oldu. Satışlarımızın içinde ihracatın yüksek oranda olması bizleri çok etkiledi. Avrupa’da yavaş yavaş insanları normale döndürmeye çalışıyorlar. Bu kapsamda, otomotivdeki talebin yeniden yavaş yavaş artması bekleniyor. Dönüş planları da buna göre yapılıyor.”
“TÜRKİYE BAŞARILI BİR ÇALIŞMA YAPTI”
Biz bu kriz döneminde, otomotiv sektörünün yetkinliklerini sağlık için de kullandık. Türkiye’de çok güzel çalışmalar yapıldı. Yaklaşık 30 üye firmamız, doğrudan veya dolaylı olarak sağlık ekipmanı üretim seferberliğine katıldı. Bence sektör olarak iyi bir iş birliği yaptık. Daha fazla ihtiyaç olsa daha fazla yapardık. Ne güzel ki, Türkiye’de ilgili kurumlar doğru çalıştı. Sonuç olarak, otomotiv tedarik sanayisinin hem savunma hem sağlık hem de diğer sektörlere ihtiyaç halinde destek verebileceği bir kez daha görüldü. İsviçre çakısı gibi nerede ihtiyaç olursa orada kullanılabilecek bir yetkinliğimiz var” diye konuştu.
“250-300 BİN ADET ÜRETİM KAYIBI OLACAK”
Türkiye’de üreticilerin az bir kısmı üretime yeniden başladığını ve geriye kalan önemli bir kısmı da önümüzdeki günlerde başlayacağını belirten TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı, Avrupa’nın Mart ve Nisan düşüş oranları, Çin’deki Şubat ve Mart ayların Otomotiv üretimi açısından bakıldığında, Nisan ayındaki kapasite kullanım oranı yüzde 20 civarında gözüküyor. Bunun, Mayıs’tan başlayarak, Eylül’e kadarki dönemde yüzde 60’tan 85’e kadar çıkacağını öngörüyoruz.
Bu kriz ilk Çin’de çıktığında Avrupa’lı OEM’ler, Türkiye’dekiler de dahil, “Çin’den parça alamazsak tedarik zinciri nasıl toparlanacak?” endişesine kapıldılar. Ve Türkiye’de alternatif parça üretimini tedarik imkanı açısından sorgulamaya başladılar. Türkiye’nin Avrupa’ya yakınlığı, Türk insanının sorunlara çözüm üretebilme kabiliyeti bizim için belki ileride bir fırsat olacak. Yani “daha fazla Türkiye’ye ilgi artar umudu” oluştu. Biraz daha avantajlı konuma gelebiliriz.
Kalıcı etkilerine gelirsek; otomotivde iş yapış tarzımızda çok radikal bir etkisi olmaz. Başka sektörlerde görüyorum, “her şey değişecek” şeklinde bir algı var. Biz adım adım ilerleyen bir sektörüz. Biz; hep mevcut duruma bakar, bir adım iyileştirme yönünde hareket ederiz. Bizde öyle bir kültür var. Üretim düşüşlerinin bir bedeli olacak bize. Tedarik sanayi açısından baktığımızda çok basit bir hesap yaparsak; yaklaşık 3 milyar dolarlık bir ciro kaybı olacağını söyleyebiliriz. Ama para her şey değil sonuçta, bu yıl böyle geçecek. Önümüzdeki yıllara bakacağız, sektör hala ayakta kalacak ve hayata devam edecek.
“NİSAN AYINDA İHRACAT KAYIBIMIZ YÜZDE 70”
2020’de yüzde 1-2 artış öngördüklerini , ancak, pandemin tüm dengeleri değiştirdiğini belirten Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü “Avrupa’nın Mart ve Nisan düşüş oranları, Çin’deki Şubat ve Mart aylarında gerçekleşen düşüş ile paralel devam ediyor. Türkiye ve Avrupa’da Nisan ayında araç üretimi yok denilecek seviyelere geldi. Yani 2020 yılında toplamda 3.5 milyonun üzerinde bir araç kaybı olması yüksek ihtimal. Bunun tabi Türkiye’ye yansıması önemli. Biz de 250-300 bin adet arası bir üretim kaybı olacağını söyleyebiliriz. Önümüzdeki en kritik konu araç üretimindeki bu düşüş olacak. Nisan ayında ihracattaki kaybın yüzde 70’lere çıkacağını öngörüyoruz” diye konuştu .
