Genel

Eroldu: Yeni bir denge kuruluyor

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, sektördeki son gelişmeleri ve gelecek öngörülerini paylaştığı basın toplantısında, Çinli otomotiv markalarının Türkiye’ye yönelik artan yatırım iştahının arkasındaki temel nedenin Türkiye’nin uyguladığı vergi politikaları olduğunu vurguladı. İstanbul’da gerçekleşen toplantıda Eroldu, Türkiye otomotiv sanayisinin üretim kapasitesindeki kayda değer artışa, Çinli markaların pazara girişinin etkilerine ve elektrikli araçlara geçiş sürecindeki küresel dinamiklere dair önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin üretim gücü artıyor: Hedef 2,8 milyon adet kapasite

Otomotiv Sanayii Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu

Başkan Eroldu, Türkiye’nin otomotiv üretim kapasitesinin geldiği noktayı rakamlarla ortaya koydu. Mevcut durumda 2,2 milyon adetlik bir üretim kapasitesine sahip olunduğunu belirten Eroldu, yerli otomobil üreticisi Togg’un 175 bin adetlik kapasitesinin de eklenmesiyle bu rakamın halihazırda 2,4 milyona yaklaştığını ifade etti. Sektördeki en dikkat çekici gelişmelerden biri olan Çinli otomotiv devleri BYD ve Chery’nin Türkiye’deki fabrika yatırımlarının hayata geçmesiyle birlikte bu kapasitenin önemli ölçüde artacağını müjdeleyen Eroldu, bu iki markanın üretime başlamasıyla birlikte 300-400 bin adetlik bir ilave kapasitenin söz konusu olacağını dile getirdi. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye’nin kurulu otomotiv üretim kapasitesinin 2,7 ila 2,8 milyon adede ulaşması bekleniyor.

Eroldu, otomotiv sanayisinin yatırım iştahının da sürdüğünü belirterek, son 10 yılda toplam 10 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirildiğini ve son olarak 1,2 milyar dolarlık yeni bir yatırımın daha yapıldığını açıkladı. Bu yatırımlar, Türkiye’nin otomotiv üretiminde bölgesel bir üs olma potansiyelini daha da güçlendiriyor.

Vergi duvarıhı Çinli yatırımları tetikledi

Toplantının en dikkat çekici başlıklarından biri, Çinli otomotiv markalarının Türkiye pazarına girişi ve bu girişin dinamikleri oldu. Eroldu, BYD ve Chery gibi önemli Çinli oyuncuların Türkiye pazarına adım atmasının hem üretim hem de satış pazarı olarak Türkiye’nin artan öneminin bir göstergesi olduğunu söyledi. Çin’deki devasa üretim kapasitesi fazlasının, bu ülkede faaliyet gösteren otomotiv şirketlerini yurt dışına yönlendirdiğini belirten Eroldu, Çin’de yaklaşık 150 farklı marka ve 450’ye yakın otomotiv fabrikası bulunduğunu kaydetti.

Çinli markaların başlangıçta Türkiye pazarına doğrudan yatırım yapmadan ihracat yoluyla girmeyi tercih ettiğini ancak Türkiye’nin uyguladığı vergi politikalarının bu stratejiyi değiştirdiğini vurgulayan Eroldu, “Türkiye’nin uyguladığı vergi duvarları bu yatırımları tetikledi ve aslında alınan kararların ne kadar yerinde olduğunu gördük” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Türkiye’nin uyguladığı ithalat vergilerinin, Çinli üreticileri uzun vadeli pazar stratejileri kapsamında yerel üretim yapmaya yönlendirdiğini açıkça ortaya koyuyor.

Küresel Pazarda Yeni Denge Arayışları ve Türkiye’nin Rolü

Küresel otomotiv pazarında yeni bir denge arayışının sürdüğünü dile getiren OSD Başkanı, Avrupa ve Amerika gibi büyük pazarların Çinli otomotiv markalarına karşı daha temkinli bir yaklaşım sergilemesinin, Çinli üreticileri yeni pazar arayışlarına ittiğini belirtti. Eroldu, “Avrupa ve Amerika’nın Çin’e kapılarını kapatması yeni pazar arayışlarını doğuruyor. Türkiye, Fas ve Mısır gibi ülkelerde Çinli markaları daha çok göreceğiz” öngörüsünde bulundu. Bu durum, Türkiye’nin coğrafi konumu ve mevcut otomotiv üretim altyapısıyla Çinli markalar için önemli bir üretim ve ihracat üssü haline gelebileceği anlamına geliyor.

Elektrikli araçlara geçiş süreci ve içten yanmalı motorların süregelen önemi

Otomotiv sektörünün geleceğini şekillendiren en önemli trendlerden biri olan elektrikli araçlara geçiş süreci hakkında da değerlendirmelerde bulunan Eroldu, bu sürecin dünya genelinde farklı hızlarda ilerlediğini kaydetti. Elektrikli araçlara olan ilginin ve yönelimin devam ettiğini kabul etmekle birlikte, ana otomobil üreticilerinin son dönemde yeniden içten yanmalı motorlara (ICE) odaklandığını gözlemlediklerini belirtti. Eroldu, günümüzde birçok markanın yeni nesil benzinli motorlar geliştirdiğini ve Türkiye pazarında da birçok markanın elektrikli, hibrit ve benzinli olmak üzere tüketicilere üçlü bir opsiyon sunduğunu ifade etti.

Kârlılık açısından bakıldığında ise içten yanmalı motorların hem Türkiye’de hem de Avrupa’da hala önemli bir avantaj sağladığını vurgulayan Eroldu, Renault CEO’su Luca de Meo’nun da dile getirdiği gibi, içten yanmalı motorlardan elde edilen gelirin devam ettiğini ve bu nedenle ICE üretiminin bir süre daha sürmesi gerektiğini savundu. Hibrit araçların ise tüketiciler nezdinde henüz yeterli değeri görmediğini ve yakıt tasarrufunun yeterince hissedilmediğini sözlerine ekledi.

Cengiz Eroldu’nun bu kapsamlı değerlendirmeleri, Türkiye otomotiv sektörünün dinamik yapısını, küresel pazardaki değişimlere adaptasyon yeteneğini ve özellikle Çinli yatırımcılar için sunduğu cazibeyi gözler önüne seriyor. Vergi politikalarının yönlendirdiği bu yeni yatırım dalgası, Türkiye’nin otomotiv üretimindeki konumunu daha da güçlendirecek gibi görünüyor. Ancak sektörün geleceği, elektrikli araçlara geçiş hızı ve içten yanmalı motorların uzun vadeli akıbeti gibi faktörler tarafından da şekillenmeye devam edecek.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu